3 Eylül 2015 Perşembe

FinTech (FinTek) Akımı ve Etkileri



FinTech (FinTek) Akımı ve Etkileri

Finans sektörü ve daha da özel olarak bankacılık, her zaman yoğun rekabetin yaşandığı oldukça dinamik ve aktif bir sektördür. Bankalar bu yoğun rekabet ortamında rakiplerinden bir adım daha önde olabilmek için sürekli bir gelişim ve dönüşüm çabası içerisindedir. Teknolojik gelişmeler, bu yoğun rekabet ortamında bankaların farklılaşmak için kullandıkları en önemli dayanak noktalarından birisi olmuştur.  İlk ATM, ilk telefon bankacılığı, ilk internet bankacılığı, ilk mobil bankacılık uygulaması gibi ilkleri hayata geçirmek konusunda ülkemizdeki bankalar arasında kıyasıya rekabet yaşanmıştır. Günümüzde ise sadece mobil/web kanallarından hizmet veren dijital bankacılık yapıları konuşulmaya ve hatta uygulanmaya başlamıştır.

Bankalar, teknolojiden en üst düzeyde yararlanmaya çalışırken, teknolojiyi yönetmek konusunda hayli zorlanmışlardır. Takım elbiseli ve sert mizaçlı bankacılarla, daha rahat ve esnek çalışmayı tercih eden, kot ve t-shirt giymek isteyen teknoloji profesyonellerin birarada çalışması her zaman çok kolay olmamıştır. Bu durumu yönetmek için ülkemizdeki kimi bankalar ayrı teknoloji şirketleri kurmuşlar bir kısmı ise organizasyon hiyerarşileri içerisinde özel yapılar oluşturmaya çalışmıştır. Kimi bankalar da teknolojik altyapılarını farklı teknoloji firmalarından tedarik etmeye çalışmışlardır. Hangi yöntemle olursa olsun, her zaman teknolojiyi yönetmek bankacılık için oldukça zor ve karmaşık bir iş olmuştur.




Bankalar ve teknoloji arasındaki bu ilişki; son dönemde oldukça popüler olan FinTech akımıyla yepyeni bir boyut kazanmıştır. Artık teknoloji bankalar için rekabet avantajı sağlayan bir kaynak olmaktan çıkmış; teknolojik firmalar bankaların rakipleri olmaya başlamışlardır. Teknoloji firmaları; temel bankacılık fonksiyonlarını müşterilerine daha kolay ulaşılabilir şekilde ve daha ucuza sunarak bankalar için alternatif haline gelmeye başlamışlardır. Örneğin ödeme (PayPal, Square, Stripe vs.), para gönderme (TransferWise, Dwolla, Paypal vs.), kredi verme (Lending Cub, Credit Karma vs.) gibi temel bankacılık konularında artık 1 milyar dolar değerlemenin üzerine çıkmış (Union) önemli FinTech firmaları ortaya çıkmıştır. BitCoin ve farklı CryptoCurrency çalışmaları ise, yepyeni bir para sistematiği oluşturup, bankacılık dünyasını temelden sarsabilecek oluşumlara gebedir. Gerek teknolojik yetkinlikleri (bulut, mobil ve büyük veri teknolojileri gibi), gerekse kendilerine özgü çalışma kültürleriyle, FinTech firmaları müşterilere daha kullanışlı ve daha ucuz ürünler ve hizmetler sunabilmekte ve bu ürünleri çok hızlı şekilde pazar beklentilerine uygun olarak geliştirebilmekte ve günceleyebilmektedirler.

İlk dönemde bankaları destekleyici firmalar olacağı tahmin edilen FinTech firmalarının, artık bankalar için ciddi rakipler olduğu görülmeye başlamıştır. Önümüzdeki dönemde bankacılık gelirlerinin ciddi oranlarda azalacağı ve FinTech firmalarının daha da büyüyeceği yönünde önemli araştırma raporlarına rastlamak mümkündür. Diğer taraftan da bankalar tarafında bu akıma reaksiyon olarak yenilikçi yaklaşımlar ve çözümler de görmek mümkündür. Bankaların inovasyon ve Ar-Ge merkezleri oluşturduğunu, çeşitli yarışmalar (hackathon)  ve desteklerle yenilikçi fikirleri yakalamaya ve geliştirmeye çalıştırdıkları gözlemlemekteyiz. 

Ülkemizde doğal olarak FinTech akımından etkilenmekte ve bu alanda birtakım çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin Borsa İstanbul ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile finansal teknolojiler konusuna özgü tematik bir teknokent açılmıştır. Ülkemizde Paraşüt, Iyzico, Inial, mobilexpress, konutkredisi.com.tr gibi farklı FinTech firmaları da yenilikçi ürün ve hizmetleriyle büyümektedirler. Ayrıca bankalarımız da finansal teknojileri destekleme ve hızlandırma amacıyla yeni programlar oluşturmakta ve yine çeşitli yarışmalar (hackathon) yaparak yenilikçi fikirleri hayata geçirmeye çalışmaktadırlar.

 


Dr. Ersin Ünsal
Mirsis Bilgi Teknolojileri
Proje Yöneticisi



12 Ağustos 2015 Çarşamba

DevOps Nedir?



DevOps nedir?

DevOps, ülkemizde henüz yeni duyulmaya/uygulanmaya başlayan bir kavram olmakla birlikte, ortaya çıkış tarihi olarak 2009 yılında Belçika’da başlayan “Devops Days” (DevOps Günleri) etkinlikleri kabul edilebilir. Ancak DevOps’u, birden bire ortaya çıkıp hayatımıza giren bir kavram olarak değerlendirmek doğru olmaz. DevOps düşüncesinin temelinde Çevik Sistem Yönetimi (Agile System Administration), Kurumsal Sistem Yönetimi (Enterprise Systems Management) ve Çevik Altyapı (Agile Infrastructure) gibi önemli yaklaşımlar bulunmaktadır.

Peki nedir DevOps? En basit şekilde açıklamamak gerekirse; DevOps = Development + Operations; yani yani yazılım geliştirme ve IT operasyon birimlerinin; yazılım hizmet döngüsünün her aşamasında (analiz ve tasarımdan, kodun üretime taşınması ve üretim ortamı desteğine kadar) birlikte çalışmasıdır.

DevOps, yazılım geliştiriciler ve operasyoncuların bir arada çalışması olarak tarif edilse de, genel anlamda kalite kontrol ekibinden, sistem güvenlik uzmanlarına kadar uzanan geniş bir kitleyi içine alır.

DevOps’u anlamamız konusunda yukarıdaki tanımlar yardımcı olsa da, DevOps konusunda genel bir kafa karışıklığı olduğunu da  söylenebilir. Bunun bir nedeni olarak da, henüz DevOps’u ve alt süreçlerini detaylı olarak tarif edebilecek bir süreç seti veya bir kurumun bu konudaki yetkinliğini ölçebilecek bir olgunluk modeli  olmamasını gösterebiliriz. Ancak DevOps konusuna olan ilginin yoğunluğu, çok yakın zamanda bu alanda yeni modeller, ürünler ve süreçlerle karşılaşacağımızın önemli bir göstergesi...

DevOps, Gartner’ın raporlarına göre önümüzdeki dönem IT dünyasındaki en öncelikli konuların başında  gelecek. Ülkemizde de bazı büyük firmaların bu konularda eğitimler aldığını, altyapısal çalışmalar yaptığını ve süreçlerini gözden geçirdiğini biliyoruz. 

DevOps konusuna yatırım yapmak ve bu sayede hem kalite, hem de verimlilik artışı planlayanlar için en önemli başvuru kaynaklarından birisi Cameron Haight tarafından hazırlanan, Temel DevOps Şablon ve Pratikleri çalışmasıdır. Haight, Teknoloji, Kültür, Süreç ve İnsan boyutları ışığında “Infastructure As Code”’dan “Automated Testing”’e; MVP’den (Minimum Viable Product/Process) “Continuous Monitoring”’e kadar birçok pratiği modeline dahil etmiştir.

DevOps, Agile (Çevik) yazılımda da olduğu gibi insanları ve süreçleri, araçlardan yeğ tutmaktadır. Diğer bir ifadeyle belirli araçları kullanmak DevOps yapmak anlamına gelmez. Hoş zaten DevOps aracı diye birşey de bahsetmek mümkün değildir. Ancak farklı araçlar (Versiyon Kontrol Aracı, Performans İzleme Aracı, Yazılım Dağıtım Aracı gibi) biraraya gelerek bir DevOps araç seti olarak kullanılabilir. Burada önemli olan araçlar değil, insanlar, prensibler ve süreçlerdir. Önemli olan hem iş birimlerini hem müşterileri memnun eden  kaliteli yazılım sistemleri ve bu sistemlerin oluştururken de verimli ve etkin çalışabilen, yaptığı işten keyif alan yazılım geliştirme ve operasyon uzmanlarıdır.

Son olarak da bu çalışmada gözden kaçmaması gereken bir nokta da DevOps için Türkçe karşılığının belirtilmemiş olmasıdır. DevOps kolay ifade edilen kısaltma bir terim olduğu için, Türkçe bir karşılığının belirlenmesi ve yaygınlaşması çok kolay olur mu bilinmez. DevOps’u karşılamak için “Geliştirme Operasyon(u)”, “Yazılım Operasyon(u)” ifadeleri veya belki de kısa olarak “YazOp”, “GelOp” terimleri  kullanılabilir.



Dr. Ersin Ünsal
Mirsis Bilgi Teknolojileri
Proje Yöneticisi